Estetik diş tedavisi için Türkiye’yi tercih eden İngiliz vatandaşı kadının hayalleri hüsrana dönüştü. Ucuz ve hızlı hizmet vaadiyle geldiği klinikte yaşadığı komplikasyonlar nedeniyle hem sağlığı bozuldu hem de psikolojisi olumsuz etkilendi. Diş turizmindeki riskler yeniden gündemde.
Gülüşünü Değiştirmek İçin Türkiye’ye Gelen Kadının Hayatı Altüst Oldu
Son yıllarda Türkiye, estetik diş tedavileri ve gülüş tasarımı uygulamaları konusunda dünyanın dört bir yanından hasta ağırlıyor. Uygun fiyat, kaliteli hizmet ve hızlı randevu olanakları sayesinde birçok kişi diş estetiği için İstanbul, Antalya, İzmir gibi şehirleri tercih ediyor. Ancak zaman zaman yaşanan kötü uygulamalar, bu sektörü tartışmalı hale getirebiliyor.
Geçtiğimiz aylarda İngiltere’den Türkiye’ye gelen 38 yaşındaki Sarah T., Hollywood gülüşü yaptırmak için özel bir klinikle anlaştı. Ancak tedavi sürecinde yapılan hatalar, genç kadının hem ağzında kalıcı hasarlar oluşmasına hem de psikolojik çöküntü yaşamasına neden oldu.
“Hayalimdi, hayatım kabusa döndü”
Sarah T., İngiliz basınına verdiği röportajda, “Yıllardır gülüşümden memnun değildim. Sosyal medyada Türkiye’de diş estetiği yaptıran birçok kişinin paylaşımlarını görünce ben de başvurdum. Tedavi öncesi çok umutluydum, ama şimdi aynaya bile bakmak istemiyorum,” sözleriyle yaşadığı hayal kırıklığını dile getirdi.
Tedavi sırasında, dişlerinin ciddi ölçüde küçültüldüğünü ve çene yapısına uymayan porselen kaplamalar yerleştirildiğini belirten Sarah, çiğneme zorluğu, sürekli ağrı ve enfeksiyon gibi sorunlar yaşadığını ifade etti.
Diş Turizminde Artış ve Riskler
Türkiye, sağlık turizmi alanında özellikle diş tedavilerinde büyük bir ivme yakaladı. Dental turizm, ülke ekonomisine katkı sunarken, yurtdışından gelen hastalar için de ekonomik bir çözüm sunuyor. Örneğin İngiltere’de 20.000 £’a mal olabilecek bir tedavi, Türkiye’de 4.000 – 6.000 £ aralığında tamamlanabiliyor.
Ancak bu hızlı büyüme, yeterli denetimin yapılmadığı ya da merdiven altı kliniklerin devreye girdiği durumlarda hasta güvenliğini riske atabiliyor.
Diş Hekimleri Birliği’nin açıklamasına göre, son yıllarda özellikle İstanbul ve Antalya gibi şehirlerde, yetkisi olmayan kişiler tarafından estetik diş uygulamaları yapıldığı yönünde şikayetler artış gösterdi.
Estetik Gülüş Tasarımında En Çok Tercih Edilen Uygulamalar
Türkiye’ye gelen hastaların sıklıkla tercih ettiği diş estetiği hizmetleri şunlardır:
- Lamina Veneer (Yaprak Porselen)
- Zirkonyum Kaplama
- E-max Porselen
- Implant Tedavisi
- Hollywood Smile (Gülüş Tasarımı)
- Diş Beyazlatma ve Dijital Gülüş Simülasyonu
Bu tedaviler profesyonelce yapıldığında, hem estetik hem fonksiyonel başarı sağlanabilir. Ancak yanlış uygulamalar, çene yapısında bozulma, diş sinirlerinin zarar görmesi ve kalıcı diş kaybı gibi sonuçlara yol açabilir.
Uzmanlardan Uyarılar: “Sosyal Medya Referanslı Kliniklere Dikkat”
Estetik diş hekimliği uzmanları, yurt dışından Türkiye’ye gelen hastaların en büyük hatasının sosyal medya paylaşımlarına göre klinik seçmek olduğunu belirtiyor. Instagram ya da TikTok’ta gördükleri “öncesi-sonrası” fotoğraflar, çoğu zaman manipüle edilmiş ya da eksik bilgi içeriyor.
Uzmanların önerileri şöyle:
- Klinik tercihi yaparken Sağlık Bakanlığı onaylı olup olmadığına dikkat edilmeli
- Tedavi süreci ve kullanılan malzemeler hakkında detaylı bilgi alınmalı
- Önceden yapılmış işlemlerin uzun vadeli sonuçları sorulmalı
- İşlem sonrası garanti süresi ve revizyon hakları öğrenilmeli
- Gerekirse, Türkiye’deki işlemler öncesinde bir bağımsız ikinci görüş alınmalı
Sağlık Bakanlığı’nın onaylı kliniklerini Sağlık Turizmi Yetki Belgesi Listesi üzerinden kontrol etmek mümkündür.
Tedavi Sonrası Hak Arama Süreci Var mı?
Türkiye’de estetik amaçlı tedavi sonrası mağduriyet yaşayan yabancı hastaların, hak arayabileceği birkaç yasal yol bulunmaktadır:
- Klinik Sağlık Bakanlığı tarafından yetkiliyse, il sağlık müdürlüklerine şikayet edilebilir.
- Tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılabilir (hizmet faturası varsa).
- Mağduriyet ciddi ise, hukuki danışmanlık alınarak dava süreci başlatılabilir.
- Tedaviye ilişkin tüm belgeler (ön görüşme, tedavi planı, ödeme makbuzları) saklanmalıdır.
Ancak bu süreçler hem zaman alıcı hem de yabancı uyruklular için karmaşık olabileceğinden, tedavi öncesi doğru seçim kritik öneme sahiptir.